Geçtiğimiz cuma günü daha stratejik ve güçlü bir Türkiye’nin önünü açacak çok önemli bir adım atıldı: Ankara ve Moskova, Türkiye topraklarında bir enerji merkezi kurmak için birlikte çalışıyor. Rusya’dan gelen doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgazın (LNG) dönüştürüleceği saha Trakya’da yer alacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü yaptığı bir konuşmada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye’nin Avrupa yakasının bir enerji merkezi haline getirilmesi konusunda önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi. Nükleer enerji boyutuna da değinen Erdoğan, “Enerji ortaklarımızla bu konu üzerinde çalışıyoruz. Masaya 20 milyar dolar yatırım yapılan nükleer enerjiyi de eklediğimizde enerjide bambaşka bir seviyeye yükseleceğiz” dedi.
Erdoğan hükümeti 2053 yılına kadar Türkiye’nin birincil enerji kaynaklarına olan dış bağımlılığını %71’den %13’e düşürmek istiyor.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan Trakya’dan geçecek bir enerji hattına ilişkin planlara değinirken, Rus mevkidaşı Putin de girişimi doğrulayan bir açıklama yaptı.
“Avrupalı tüketiciler için doğalgaz fiyatı büyük ölçüde Türkiye’nin merkezinde belirlenecek. Avrupa’nın kendi merkezlerinde olanlar çılgınlıktır” diyen Putin, Türkiye’nin doğalgaz altyapısının önemli bir potansiyele sahip olduğuna inandığını vurguladı.
Bu doğru ve 4.6 milyar metreküplük (bcm) kapasitesiyle Avrupa’nın en büyüğü olan Silivri Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesisi ile daha da artacak.
Petrol enerji arzı
Türkiye’nin 160 milyon ton eşdeğer petrol enerji arzı bulunuyor ve bunun mali değeri bu yıl 81 milyar dolara ulaşacak.
Türkiye’nin dünyanın 17. büyük arzına sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğal gaz arama, işletme ve depolama alanında ülkemizi en güvenli seviyeye getirene kadar yatırımlarımız devam edecek. Avrupa’da yaşanan enerji krizinin yol açtığı sorunların bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin Ukrayna ve enerji politikaları bu amaca yöneliktir. Ankara savaşta köprü ve arabulucu olmayı tercih ederken, Rusya’ya uygulanan yaptırımların yol açtığı enerji krizinden aynı ölçüde etkilenmedi. Bir yandan Türkiye’nin çapraz diplomasisi ile Moskova-Ankara ilişkileri daha da güçlendi ve bu da Türkiye’nin bir enerji merkezi olmasının önünü açtı.
Öte yandan, Türkiye bu savaşta tahıl tedarikini serbest bırakma ve diyaloga aracılık etme konusunda Avrupa için kilit bir aktör haline geldi. Bu Türkiye’nin üstlendiği zor bir rol ancak sorunu çözmenin tek yolu da bu. Yaptırımlar Batı’nın beklediği sonucu getirmedi. Rusya’ya Ukrayna işgalini durdurması için farklı bir baskı uygulanmalıdır ve Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtemelen Putin’i acımasız politikasını yeniden gözden geçirmeye ikna edebilecek tek liderdir.