Demokrasi ve İlerleme Partisi’ne (DEVA) başkanlık eden Ali Babacan, “altı kişilik masa” olarak bilinen muhalefet bloğunu oluşturan diğer muhalefet liderlerinden şaşırtıcı derecede farklı açıklamalar yapıyor.
Başlangıçta dini cemaatlerin yasallaşmasını, Türk vatandaşlığı tanımının değiştirilmesini ve Kürtçenin anadil olarak tanınmasını önerdi. Son zamanlarda ise muhalefet bloğunun ortak adayı olarak cumhurbaşkanlığına adaylığını koymaktan giderek daha sık bahsediyor. Son olarak Babacan, Türkiye’nin savunma sanayindeki başarılarını sorguladı.
Küresel medya kuruluşlarının savaşların seyrini değiştirdiğini söylediği Baykar’ın silahlı insansız hava araçlarına karşı “rekabet eksikliğinden” şikayet etti. Ayrıca Baykar’ı “dokunmakla” tehdit ederek şirketin savunma projelerinin “hükümetin elindeki en önemli propaganda (malzemeleri) arasında yer aldığını” savundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İyi Parti (İP) bu eleştiri çizgisinden uzak durdu. Ancak Babacan, hükümetin iyi haber kaynaklarını hedef almaya çalışıyor gibi görünüyor: milli savunma, enerji ve teknoloji. Başka bir deyişle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iyi haberlerle ülke gündemini belirleme yeteneğini elinden almayı amaçlıyor.
Açık olmak gerekirse, CHP’li siyasetçiler de aynı şeyi yapmaya çalışmış ve başarısız olmuşlardı. Ancak Türkiye’nin çıkarlarına hizmet eden başarı öykülerini hedef almak sonuçta muhalefetin kendisine zarar veriyor.
Babacan’ın son açıklamaları, bir başka muhalefet liderinin parti liderlerinin “cumhurbaşkanı kadar yetkiye sahip olduğu” yönündeki sözleriyle ortaya çıkan kaos ortamına yeni bir sorun ekledi.
Ortak politikalara diğer tüm muhalefet liderlerinden daha fazla vurgu yapan bir siyasetçinin kendisini bu kadar bariz bir şekilde ayrıştırması muhalefet bloğunun bir başka sorununu daha ortaya koyuyor: ortaklıklarının nerede başlayıp farklılıklarının nerede bittiği belirsiz.
Ortak politikaların cumhurbaşkanı adayı ve altı muhalefet partisi tarafından desteklenmesi gerekmiyor mu? Peki ya her partinin kendi politika tercihleri ne olacak? Örneğin DEVA’nın devrim yasaları ve Kürt dili konusundaki son yorumları kimi bağlar?